Zorluklar karşısında sabretme ve ümidi kaybetmeyip azimli olmak denilince aklıma
Hz. Hacer gelir. Çölde bebeğiyle susuz ve yalnız kalan Hz. Hacer umutsuzluğa kapılmamış, Allah’ın takdirine boyun eğerken, aynı zamanda çareler de aramıştır. Hayatta başımıza gelen birçok imtihan vardır. Bu imtihanlar sağlık problemleri, maddi güçlükler, yalnızlık, istekleri elde edememe gibi pek çok şey olabilir. İmtihanlardan kurtulmak, isteklerimize ulaşmak için çalışıp didiniriz ancak şu bir gerçek ki dünyada her istediğimiz olmaz ya da istediğimiz an hemen verilmez. Bu nedenle birçok kez hayal kırıklığı yaşarız.
Bazen ne kadar çabalasak da isteklerimize ulaşamayız. İlk denememiz başarısızlıkla sonuçlanınca hayata küsüp bir daha denemeyebiliriz ya da ikinci, üçüncü kez tekrar niyet ederek yola çıkarız. Ancak istediğimiz sonuca ulaşma garantisi yoktur. Böyle bir durumda kaçımız isyan etmeden, küsmeden, kendini başarısız, beceriksiz olarak nitelendirmeden,
dördüncü kez deneyebilir hatta beş, altı ve yedinci kez? Hz. Hacer, Merve ve Safa tepeleri arasında su aramaya çıktığında ilk turunda suyu bulamadı hatta ikinci ve üçüncü kez denemesinde de bulamadı ama o isyan etmedi, pes etmedi, azmetti çünkü imanından gelen kuvvetle Allah’a teslimiyeti ile birlikte çareler aradı. Bu öyle bir teslimiyetti ki tam 7 kez gidip geldi ve sonunda çölün ortasında zemzem suyunu buldu. Kaçımız bu sabrı ve azmi gösterebilir?
Bizlerin bu kıssadan çıkaracağı önemli dersler var. Başımıza gelen imtihanlarda duruşumuz ‘kader böyleymiş’ deyip bir köşeye çekilmek değil, Allah’ın takdirine güvenerek sorumluluk alma, çare arama, azmetme olmalıdır. Hayatta hemen ilk denemede pes etmek, istediğimiz olmadığında hayata küsmek, kendimize etiketler yapıştırmak yerine, tekrar ayağa kalkıp denemeliyiz. Belli ki azmetmenin, çalışmanın ve sabretmenin sonu selamete çıkıyor. Bunun bilincinde olarak yaşamak insana imtihanlar karşısında dayanma gücü veriyor.
Komentar